İLETİŞİM VE ENFORMASYON

Geniş anlamıyla enformasyon; hangi kategoriye ait olursa olsun, bilgi ve yargı birimlerinin yayın, iletim, saklanma ve kaydında kullanılan donanım ve altyapının tümüne verilen addır. Enformasyon kelimesi her türlü bilgi ve haber ile bu bilgi ve haberlerin iletilmesini, depolanmasını ve pazarlanmasını sağlayan araçların oluşturduğu bütün anlamına gelir. Tek yönlü bilgi iletimine “enformasyon”, karşılıklı bilgi alışverişine ise “iletişim” (communication) denilmektedir. Enformasyon komünikasyondan farklıdır. İletişim, dinamik bir süreçtir. Kişiler yada toplumlar arasında haber, olgu, fikir yada ileti (mesaj) değişimi sürecidir; oysa enformasyon, bu sürecin sonunda ortaya çıkan üründür. Bir başka deyişle enformasyon; haber,bilgi,iletişim araçları, çıktıları(output) ve tüm kültürel faaliyetler olarak değerlendirilmektedir.

İletişim ve enformasyon süreçlerini açıklarken sık sık kullanılan “akış” ve “depolama” kavramlarını, iletişim ve enformasyona uyarladığımızda, her ikisi arasındaki farkı ayırt etme kolaylaşmaktadır. Çünkü iletişim, enformasyonu transfer etme süreci olduğundan, “akış” kavramıyla ifade edilebilir. Diğer yandan enformasyon, bilgi “depolama” ile ilgilidir ve bilgi toplamadan onu ancak “akış” yönüyle değerlendirebiliriz. Bu sınıflandırmaya göre “iletişim sistemi”, “akış” fonksiyonu ile ilgilidir; oysa “enformasyon sistemi”, enformasyona ulaşmayı ve onun dağıtımını kapsayan “bilgi depolama” fonksiyonu ile ilgilidir.


a)Sözlü İletişim Araçları:


Yazılı iletişim araçları dışında kalan araçlar, sözlü iletişim araçlardır. Sözlü iletişim araçları, bir iletinin sözlü olarak iletilmesini sağlar. Konferanslar, sözlü açıklamalar, telefon konuşmaları, sözle verilen emirler, duyurular vb. de sözlü iletişim araçlarıdır. İletişim araçları diğer bir şekilde aşağıdan yukarıya yukarıdan aşağıya ve yatay iletişim araçları olarak da sınıflandırılabilir. Bu sınıflandırmayı, sözlü ve yazılı olarak aşağıdaki gibi gösterebiliriz.

YUKARIDAN AŞAĞIYA

Sözlü

Yazılı

- Kişisel Yönergeler,

- Açıklamalar, Konferanslar,

- Komite Toplantıları,

- Telefon Görüşmeleri

- Sendikal faaliyetler

- Gizli haber

- Yönergeler,

- Mektuplar Ve Yazılı Notlar,

- Örgüt Yayınları, Bildirirler

- Resimler, grafikler

- İlan tahtası, faaliyet raporları

- Sendikal yayınlar

AŞAĞIDAN YUKARIYA

Sözlü

Yazılı

- Söyleyişler ve yüz tüze rapor verme,

- Görüşler, düşüneler

- Telefon görüşmeleri

- Toplantılar, konferanslar

- Gizli bilgiler

- Raporlar

- Kişisel mektuplar,

- Anlaşmalar,

- Davranış ve bilgi araştırmaları,

- Sendika yayınları

YATAY İLETİŞİM

Sözlü

Yazılı

- Açıklamalar, konferanslar, komite

toplantıları, raporlar

- Telefon görüşmeleri, örgüt içi iletişim

sistemleri, filimler,

- Sendikal faaliyetler, sosyal işler,

- Gizli bilgiler.

- Mektuplar, yazılı notlar,

- Örgüt yayınları,

- İlan tahtası ve büyük boy resimler,

- El kitabı ve temel kitaplar

- Yıllık faaliyet raporları,

- Sendika yayınları,

Şekil- Yukarıdan Aşağıya Aşağıdan Yukarıya Ve Yatay İletişim Araçları

b)Sözsüz İletişim:


İletişimin birincil aracı dildir; fakat mesajın gönderilmesinde ve alınmasında iletişime katkı sağlayan başka faktörler de vardır. Sözsüz iletişim veya vücut dili yoluyla; elbiseler, mekan kullanımı, kelimeleri vurgulayış biçimimiz, jest ve mimiklerimiz, göz hareketleri ve göz teması mesajımızı iletmede bize yardımcı olur. Sözsüz iletişim, beş temel fonksiyona sahiptir. Bunlar; sözsüz jestlerle sözlü mesajı pekiştirmek amacıyla kullanılan, olumlama hareketleri veya tekrar yine jestlerle kafayı olumsuz anlamda sallayarak yalanlama veya aksini iddia etme, sözlü mesajın yerine geçebilecek bir davranışta bulunma gözlerle mesaj iletme bu türe girer.

Göz teması, iki kişi arasında iletişimi geliştirmenin ve sözsüz iletişim kurmanın en etkili yoludur. İnsanlar her yerde ve her zaman sözlü ve sözsüz iletişimde bulunurlar. Vücut, ses ve sözcükler etkili ve önemli bir iletişim aracıdır. Sözsüz iletişimin en etkili ve dürüst aracı gözlerdir. Konuşmanın anlamını en çok etkileyen organ, gözlerdir. Karizmanın kaynağı da gözlerdir. Gözlerin kullanılışları itibariyle farklı anlamları vardır. Uzun süreli dik bakışlar hakimiyet kurma, etkileme ve cinsel isteği, gülen göz iyi niyeti temsil eder. Gözleri sık sık kaçırma ise karşınızdaki kişiyi kendinden üztün görme veya kişi ya da konuya ilgisizliğini gösterir.

Sözlü ve sözsüz iletişim, alıcı bakımından bir anlam yaratmak ve onu pekiştirmek amacıyla kullanılır. Sözsüz iletişimi; gönderici bir mesaj gönderdiği zaman, onu hisleriyle, duygularıyla ve vücut hareketleriyle sözlü mesajlarını desteklerler. Hatta vücudun duruşu, bize kelimelerin söylediklerinden daha fazla şeyler söyler.

Araştırmalar, yöneticilerin organizasyonda üç tür sözsüz iletişim kurduklarını göstermiştir. Bunlar: “İmajlar”, “mekan kullanımı” ve “vücut dilidir.” Mesajlar çoğu kez sözsüz iletişim yoluyla iletilir. Sözsüz iletişim, sözcüklerin kullanılmadığı tüm iletişim unsurlarını kapsar. Sözsüz iletişimde yakınlık, “kinesic” denilen vücut duruşu ve hareketleri gibi faktörler vardır. Mesajımızı her zaman sözlü olarak ifade etmeyiz. Konuştuğumuz zaman sesimiz, ses dalgaları aracılığıyla yayılır; fakat mesajımızı iletmenin tek aracı bu değildir. Sözsüz iletişimde mesaja eşlik eden işaretler vardır. Bu işaretler; yüz ifadesi, sesin vurgusu, el ve omuz hareketleri olabilir. İletişimde bazen bedenin dilini sözcüklerden daha fazla kullanırız.

Sözsüz iletişim, söz veya sözcük gerektirmeyen, jestler, mimikler, göz teması gibi faktörlerle kurulan iletişimdir. Dört tür sözsüz iletişim biçimi vardır. Bunlar; mekan kullanımı (proxemics), vücut hareketleri (Kinesics), duruş ve göz hareketleri, sözcüklerin vurgulu heyacanlı renkli ve coşkulu kullanımı (paralanguage) dir. Saydığımız sözsüz iletişim unsurları aynı zamanda sözlü iletişim sırasında da sürekli kullanılır. İnsanın gündelik yaşamında önemli rol oynayan sözsüz iletişimin temel fonksiyonları:

Tekrarlama: Biriyle iletişim kurduğumuz zaman, sözcükleri ve vücudun dilini aynı anda kullanırız.

Eşlik etme: Sözsüz mesajlar, sözlü mesajların yerine kullanılır.

Tamamlama: Sözsüz iletişimde tamamlamayı; bitirme veya bir şeyin nasıl yapılacağını açıkladığımız zaman veya belirli bir büyüklüğün, şeklin tarifinde, sözsüz iletişimin bu türünü kullanırız.

Aldatma: Bazen yanlış bilgiler vererek kasten diğer insanları aldatırız.

Düzenleme: Sözsüz iletişimin en genel amacı düzenlemedir.

c)Sözün Ötesi: Sesin Rengi Ve Müziği


Seçtiğimiz kelimelerle bazen, onların anlamalarından daha fazlasını anlatmak isteriz. Örneğin; ses tonunun vurgulu kullanılması(göreli olarak daha yüksek veya daha düşük bir ses tonuyla konuşmak gibi), alıcı açısından daha fazla ilgi uyandırır. Yüksek vurgu husumet anlamına geldiği gibi, düşük vurgu, sempatik bir tutum anlamına gelir. Sesin ve anlatımın niteliği; dingin bir ses tonuyla konuşmak mesajın etkinliğini artırır. Yüksek sesle konuşmak mesajın daha vurgulu olmasına yol açar. Hız ve ritm; çok hızlı konuşmak dinleyiciyi sıkar, hız oranı arttıkça bu öfkenin ve korkunun göstergesi olarak yorumlanır. Çok fazla duraksama ise, baskının ve direncin göstergesi olarak yorumlanır.

Paralanguage veya konuşmanın hızı, temposu, tonu, kalıcılığı, yüksekliği, gülümseyiciliği veya ağlayıcı bir ton içermesi sözün ötesini ortaya koyar. İnsanlar, göndericinin mesaj gönderiş biçimini dikkate alarak iletişime katkıda bulunurlar. Hızlı konuşma sinirliliğin, güvensizliğin veya kızgınlığın ifadesi olarak kabul edilir.


“Kinesics” adı verilen bu alana göre, her bir vücut hareketinin bir anlamı vardır. Tek başına bir hareketin anlamı bulunmayabilir ama sözlü iletişimle birlikte mesajın çok daha iyi anlaşılmasını sağlar. Sessiz iletişimin ikinci türü, “paralin guistik” adı verilen ses tonudur. Bu sözü sert bir biçimde vurgulamanın anlamı, aynı sözcüğün yumuşak ya da fısıldayarak söylenmesinden farklıdır.

Kişiler arası iletişimde ses tonu araya konan mesafe, giyim kuşam özellikleri, vücudun duruşu vb. gibi sözsüz iletişim öğeleri ilişkilerin düzeyini yansıtır. Ne söylediğimiz, büyük ölçüde nasıl söylediğimizden, vücut dilinden, sesimizin tonundan, davranışlarımızdan ve çevreden etkilenerek bir anlam ifade eder. Sesin rengi, yargılar oluşturmamıza, engeller kurmamıza veya yıkmamıza önderlik eder. Onu, kendi hakkımızda izlenimler yaratmak veya diğerlerinden edindikleri izlenimleri değiştirmek için kullanabiliriz.


d)Zamanın Dili


Bilim adamları, kültürden kültüre, zamanın insanı farklı biçimde etkilediğini ortaya çıkardılar. Örneğin, batılı sanayileşmiş kültürlerde, zaman geçmişte, şimdi ve gelecekte doğrusal / uzaysal bir değer olarak görülür. Bir Amerikalı, zamanı geçmiş ve gelecek arasında orta bir nokta olarak şimdinin hareketli olduğunu düşünür. Aksine diğer kültürler, geçmiş ve geleceği değil, yaşadığı her günü ve içinde bulunduğu anı duyumsar. Örneğin Yunanlılar kendilerini zaman içinde durağan olarak görürler.

e)Mekanın Dili


Bir iletişimci için kendisi ve alıcı arasındaki fiziksel mesafe, iletişim sürecini etkiler. Mekan kullanımı, iletişimde çok kapalı biçimde etkili olduğu için mekan kullanımının öneminin ve değerinin çoğu kez farkına varılamaz. Mekanı ilişkiler ve etkileşimler bağlamında değerlendirenler dört tür mekan anlayışı belirlerler: bunlar; mahrem alanlar, kişisel alanlar, sosyal alanlar ve genele alanlardır. Bu alanların kullanımı, bireysel ve kültürel farklılıklara göre farklı algılanabilmektedir.

  • Bireylerin algılama ve çevre kullanımına kısaca, “proxemics” denir. Çevre, vücudumuzun dışında kullandığımız uzaysal alanın sınırlarını ifade eder. Bu sınırlar rahatlama bölgeleridir. Bunlar huzur bulduğumuz bölgelerdir ve kültürden kültüre farklılık gösterir.
  • Bedensel temas: sözsüz iletişim yolarından biride bendensel temastır. Farklı bedensel mesafeler ortay koyarak, karşımızdaki ile çeşitli temaslar kurar ve bu mesafelere değişik anlamlar yükleyerek, mesaj iletmeye çalışırız.
  • Mekan kullanımı: insanlar, kendi çevrelerinde oluşturdukları boş mekanlarla da, iletişimde bulunurlar. Başlangıçta insanlara olan uzaklığımızı ayarlayarak onlara olan uzaklığımız veya yakınlığımızı anlatmaya çalışırız.

İnteraktif iletişimde fiziksel duruş, sözsüz iletişimin bir yoludur. Fiziksel çevre veya mekan, gönderici ve alıcı arasındaki mesafe ve çevreinin kullanım yönlerini kapsar. Kadınlar,hareketlerinde erkelere göre daha yavaş ve daha korumacıdırlar. Hareketlerinde erkeklere göre daha fazla ölçülüdürler. Erkekler daha fazla jestlerini kullanır ve daha fazla yargılayıcıdırlar. Ayrıca erkeler egemenlik ve güç gösterisi açısından çevrelerini ve statülerini daha fazla kontrol altında bulundurma gereği duyarlar.

f)Renklerin Dili:


Giyim kuşamda tarz kadar, renklerde mesaj iletme yeteneği vardır. Belli renklerdeki giyim kuşam, toplumsal statüyü belirler ve iletişimin düzenlenmesinde yardımcı olur. Kişinin beğenilerine, o anda içinde bulunduğu ruhsal durumu, karşısındakilere verdiği önemi, değeri ya da üstünlük taslama çabası içinde olup olmadığı sözleri ve bedeni kadar, g,y,m kuşamıyla da gösterir. Yerine zamanına uymayan giyim, çok değerli nice sözün üstünkörü dinlenmesine ve yanlış algılanmasına yol açar.

RENKLER

PSİKOLOJİK ETKİSİ

Kırmızı

Heyecanlandırıcı, uyarıcı, meydan okuyan

Mavi

Güvenlik ve rahatlık şefkat hissi verir

Turuncu

Keder, hüzün, rahatsızlık, yıkımlılık, düşmanlık

Siyah ve kahverengi

Kasvet, hüzün, keder, mutsuzluk ve melankoli

Mavi ve yeşil

Sakinlik, esenlik ve huzurluluk hissi

Mor

Vakar , olgunluk, azamet, heybet

Sarı

Hoş görü, neşe, şenlik,sevinç

Şekil- Renklerin İnsanın Psikolojik Yapısı üzerindeki Etkisi

0 yorum:

Yorum Gönder